1529 entry daha
  • komşunuz insanca anlaşılabilir birisi ise, sorunu halletmenin en pratik, ucuz, kolay ve güzel yolu müzakere ile bir çözüme kavuşturmaktır.

    bu sözleri 15 yılı devirmiş bir avukat olarak ve de emlak yönetimi bölümünü de ayrıca okumuş birisi olarak söylüyorum. bunu da ego tatmini yapmak için açıklamadım; bu tür soruları ne kadar fazla gördüğümü tahmin edebilesiniz diye yazdım. bakın, sizin uyuşmazlığınız bir ihtimal bana para kazandırır, ona rağmen bu tavsiyeyi veriyorum.

    bugün, yaşadığınız bölgeye göre, bir mahkemeden gün almak bir yılı bulabiliyor, hatta geçebiliyor. sonra ilk celsede, hakim ara karar ile, örneğin, desibel ölçer ile sesin tespitine (vb. birkaç başka hususa) karar kılıp, duruşmayı 6-12 ay sonrasına erteliyor. ölçüm esnasında belki ses çıkmadı, belki komşu haber aldı ölçümden, yahut cihazda sorun oldu, ya da cihaz doğru ölçtü ama karşı tarafın avukatı sağlam bir açık yakaladı ve mahkemede bu ölçüme dair şüphe uyandırdı. tekrar ölçüme, bilirkişi heyetine, belki keşife vs. karar verecekler. duruşmayı attılar 5-6,ay sonraya. bu sefer de bilirkişiler raporu yetiştiremedi, bir daha duruşma ertelendi 5-6 ay sonraya.

    bunlar daha ilk derece mahkemesinin yaşatacağı olaylar. bu işin açılacak davanın mahiyetine göre (tazminat, ifa, tespit, vb.), ve duruma bağlı olarak (örneğin tazminat davası ise) tutara göre istinaf ve temyize de giderler.

    istinaf da temyiz de ortalama üçer/beşer yıl sürerler.

    özetle, elinizde 10 seneyi aşabilecek bir dava olur.

    bu süreçte karşınıza “bizim yargıtay’da tanıdık hakim var”, “biz bunu belediyedeki tanıdık başkana gidip ayarlarız”, “ savcı arkadaşa söyleriz, emniyetten gider gözdağı verirler”, vb. yalanlar ile sizden para koparmaya çalışacak birçok insan, ne yazık ki bir kısmı da—sözde avukat—bir kısım haysiyetsiz çıkacaktır; hiçbirine inanmayın. bu numarayı hemen herkese yapıyorlar, hemen herkes de inanıp para kaptırıyor. yapmayın!

    önümüzdeki günlerde/haftalarda, müzakere yolu ile gürültücü komşularla nasıl uzlaşmaya vardığıma dair birkaç örnek vereceğim. zamanında, müzakere ve etkili ikna teknikleri dersini, wharton business school’dan almış, akademisyenlik yaparken, bolca, burada öğrendiğim stratejileri kullanmıştım. eğer öğrenciyseniz, okulunuzda da müzakere dersi ve etkili ikna teknikleri dersi adlı dersler okutuluyorsa, mutlaka almanızı tavsiye ederim. ister hukuk fakültesinde okuyun, ister tıp, antropoloji, biyoloji…., mühendislik ya da ziraat, mutlaka işinize yarayacaktır.
  • arkadaslar ses yalıtımı illa bina sıfır iken yapılmıyor. ses gelen duvarlara karsılıklı komsunuzla anlasarak ses yalıtımı yapabilirsiniz. hatta yapı marketlerde basit çözümler sunan malzemelerde var. tek taraflı yalıtım ancak %40 oranında sesi keser bunu unutmayın. tabi kiracı iseniz bu söyledigim çözüm pek gecerli olmayacaktır.
  • devlet hiç birşeyi yapamıyor.

    adam oturmadığı eve karabasi bağlıyor gidiyor. ne bakım ve ne gezmesi yemek veriliyor sadece. o köpek sabaha kadar herkese cam kapattıriyor.

    teoride çevre ve şehircilik bakanlığınin el koyması lazım. ne kaymakamlık. ne zabıta ne polis ne de belediye kimse birşey yapmıyor.
  • kentsel dönüşüm sebebiyle yeni bir binaya taşındık ama ses yalıtımı falan sıfır. güya yeni bina ama tüm daireler birbirini duyabiliyor, bazen müteahhit kat aralarına beton yerine karton mu koymuş diye dalga geçiyorum neyse,

    altımızdaki daire boş ve onun altında yeni evli çift var ve 2-3 haftada bir cumartesi geceleri öyle bir cima eyliyorlar ki tezahürat ve davulla ritim tutasım geliyor. kadının o inlemeleri falan tam bir kabus, tüm sokak bunların cimasını dinliyor, neyse ki 10-15 dk falan sürüyor en fazla. yav arkadaş sessiz görsenize işinizi, sabah, akşam denk gelince ben utanıyorum :d şimdi de karşımıza yeni evli çift taşınıyor, muhtemelen bir süre de onları dinleriz. silikon kulaklık aldım bu yüzden ya.

    birde üstümüzde 7x24 evde koşan afedersiniz bir p*ç var. velet bu şekilde devam ederse tavanı delip birgün bizim eve falan düşecek sanırım. atlama, zıplama, düşme, koşma sesleri… denk gelsem birgün ve beni görse hayatı boyunca ses çıkarmadan uslu uslu oturur ama kabusu olmak istemiyorum: cahil ebeyenlerin yetiştirdiği çocuklar toplum huzuruna yönelik bir tehdit ya!
  • durumdan muzdarip olmayan insan azdır herhalde. karşı kapı komşumuzun torunlarını dövmesi, azarlaması sonucu oluşan gürültü bazen ikiye kadar sürmekte. bunun yanında aynı komşu, kendi altındaki komşusu ile bundan kaynaklı dava yoluna gitmiş durumdalar.

    ailem komşuyu bu hususta uyardığında ise bana ve aileme yönelik hakaretleri de cabası. atalarımızın bir kez daha haklı olduğunu söylemek mümkün. insan ev almamalı, komşu almalı.
  • samsung buds 2 pro
    apple airpods pro 2
    bose quietcomfort / 45
    bose 700
    sony xm4
    sony xm5
    bose quietcomfort ultra
    apple airpods max

    bunlar en azından bir nebze çare olur. sony ülkede resmî garantisi yok. çoğu satıcı da garantisiz satıyor paralel ithalat adı altında.

    bose qc ultra ve apple airpods max 20.000 üstüne çıkıyor. zevk meselesi bu noktada.

    bu nedenle tavsiyem bose qc45. hem en rahatı hem de iyi anc var. ama muhteşem rahat olmasın karşılığında iyi mikrofonu olsun denilirse bose 700. kulak içinde ise apple daha uyguna ise samsung iyidir.

    en en uyguna buds fe fena değil. 1500tl seviyesi artık. daha uygun aklıma gelmiyor. anc çok iyi değil ama ortalama üstü. fiyatına göre iyi.

    müzik zevki kişisel ama buds fe hariç hepsi çok iyi anc özelliğine sahip. bass seven adam bose alırsa mesela üzülür. sony almalı bir şekilde güvenilir bir yerden.

    şehir hayatında tavsiye ederim. yoksa şehrin gürültüsü bitmiyor.

    edit:
    uygun fiyatlı iyi anc’li anker soundcore q45 de değerlendirilebilir.
  • bu ve benzeri birçok nedenden dolayı apartman yaşamı bir insanın özel hayatına, doğasına uygun bir yaşam değildir.

    ne yazık ki ülkemizde mimari bilinç yok. rant hırsı her yeri apartman, kule, gökdelen yapmaya sevk ediyor. elbirliği ile ülkeyi korkunç bir yere dönüştürüyoruz. sonuç olarak ruhsuz, ilgisiz, rahatsız mekanlarda "mış" gibi yaparak ya da bu tip hadiselere tahammül ederek yaşamak zorunda kalıyoruz, adına yaşamak denirse.
  • üst kat komşum 5 gündür hem banyo hem mutfak tadilatı yaptırıyor. aslında tadilat lafı hafif kalıyor. evi yıktırıyor, yok olmadı evi söktürüyor, aslında bu da hafif kaldı, evin anasını günlerdir söktürüyor ve diktiriyor.
    bağırdım olmadı, küfür ettim olmadı, şikayet ettim o da işe yaramadı. televizyonun sesini son ses açtım gene de duyamıyorum. telefonda konuşulanı anlamıyorum, köpeğim korkudan kanapenin altından çıkamıyor. bir iki gün çarşı pazar gezdim o da sıktı, hem nereye kadar?
    baktım olmayacak, aman komşularım rahatsız olmasın diye aylardır çalamadığım
    darbukayı aldım elime bağırta bağırta çalıyorum.
    her an tavan kırılıp üstüme bir kaç usta düşebilir diye korkuyorum. düşerlerse bir dokuz sekizlik oynattırırım artık.
    anlayacağınız kafayı yedim.
    ne demişler “ ev alma, tadilat yaptırmayan komşu al”
  • komşu sesi değil de komşunun yemek kokusu öldürecek beni.
    puşt müteahhit nasıl bir inşaat yapmışsa her katta 4 daire olan evlerde her evin yatak odasının yanına mutfak koymuş.

    ben çok merak ediyorum tanımadığım yan komşumu! lan zibidi her gece saat 1 ila 3 arası neden pastırma yapıyorsun. hayır pastırma canavarı falan mısın!? bu nasıl bir mide asfk...
  • buradaki şikayetlerin çoğu %80-90 seviyesinde haklı olsa da toplumsal hayat içinde kalıp aşırı ses hassasiyeti olanların ciddi ruh hastalıkları olduğuna da şüphem yok. analog saat yüzünden uyuyamayanlar varmış örneğin.
    yanımda davul bile çalınsa uykum varsa uyurum ben sikimde olmaz.

    eğer az bir sesten hasta oluyorsanız ciddi gidip tedavi olun ya da müstakil eve çıkın, şehir hayatı size uygun değil.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap